
Güz Gülleri'nin Ardından
Film Said Nursi'nin hayatından 30 yıllık bir kesiti anlatıyor. Tanrısever aslında bir işadamı. Sinemaya 1989 yılında Feza Film'i kurarak başladı. Minyeli Abdullah, Sürgün gibi filmlere imza attı. Şimdi de iddialı bir yapımla seyirci karşısına çıkıyor. Türkiye'de 7 Ocak'ta gösterime girecek filmin serüvenini Mehmet Tanrısever ve Mürşit Ağa Bağ'la konuştuk.
Yaklaşık 20 yıl sinemaya ara verdiniz. Sizi sinemaya döndüren ne oldu? Türk filmlerinin son yıllarda gişe yapması mı?
20 yıl evvel Türk filmleri ilgi görmüyordu, çok az film çekiliyordu. Bu kadar sinema salonu yoktu. Ama benim dönüşüm bu sebeple değil. Ben bunu bir dava olarak görüyorum. Bir düşünceyi anlatmak için film çekmeye başlamıştım. Aradan geçen uzun yılların ardından yine aynı düşüncelerle film yaptım. Bu işlerin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu sürede sinemadan koptunuz mu?
Sanayi hayatımda bir yoğunluk vardı fakat hiçbir zaman kopmadım bu işlerden. İçimde bir sıkıntıyla yaşıyordum hep. Yimpaş, Kombassan gibi büyük şirketler sinemaya el atmıştı. Bunlar sonra tasfiye oldu. 'Biz bu işleri niye yapamıyoruz?' düşüncesi hep zihnimi meşgul etti. Son yıllarda 3-4 milyon seyirci toplayan filmleri görünce neden muhafazakârlar film yapmıyor diye kendime kızmaya başladım. Ve işlerimi tasfiye edip sinemaya vakit ayırdım. Bu filmi yapmak nasip oldu.
Peki muhafazakârlar niye film yapamıyor? Cevabını buldunuz mu?
Sekiz yıldır iktidarda muhafazakâr bir parti var ama sinemada yokuz. Onlar diyor ki siz yapın biz seyredelim. Sanayici diyor ki ben sinemadan sanattan anlamam. İslami camialar diyor ki sinemanın daha zamanı var. Muhafazakârlarda para var ama fikre sanata yatırım yapılmıyor. Bu insanlar ihtiyaç sahiplerini gözetip kolluyorlar, maddî yardım yapıyorlar. Allah onlardan razı olsun. İktidar yol yapıyor, köprü yapıyor, parkları çiçeklendiriyor. Eyvallah. Ama kalbimize ruhumuza hitap edecek filmler de yapılmalı. Desteklenmeli. Sinema muazzam bir eğitim aracı. O yüzden ben kendi imkânımla bu işe koyuldum. Minyeli Abdullah filmiyle güzel işler yaptık. Büyük moral oldu insanlara.
Dönüş filminizin Hür Adam olmasının anlamı var mı?
Bu filmi çekmeyi biz yirmi sene evvel düşünmüştük. Ama mânevi engeller oldu. Biz de doğruluğuna inandık ve vazgeçtik.
Said Nursi'nin halen hayatta olan talebeleri var. Senaryo için onlardan destek aldınız mı?
Birkaç talebesine gösterdik senaryoyu. Mehmet Fırıncı bunlardan biri. Çok beğendiler. Hatta filmi izlettiğim de oldu. Üstadın talebelerinden Abdullah Yeğin filmi izledikten sonra gözyaşları içinde "Maşallah çok güzel becermişsiniz." dedi. Amerika'ya gidip filmi Fethullah Gülen Hocaefendi'ye de gösterdim. Filmi ona ithaf etmiştim. İstemedi onu çıkarttık. Genelde beğenildi.
Senaryoyu kaleme alırken kaynağınız nelerdi?
Üstadı anlatan yirmiye yakın kitap var. Sonra Üstad'ın eseleri, talebelerinin izlenimleri... Özünü vermeye çalıştık. Film su gibi akıyor. 163 dakika.
Bu süre uzun değil mi?
Çağrı filmi 3 saat. Aynı şekilde Ömer Muhtar, Gandi, Cennetin Krallığı, Titanic. Bunlar biyografik filmleri. Üstad'ın 80 senelik hayatını nasıl bir buçuk saatte aktarabilirsin ki?
Filmin adı niçin Hür Adam oldu?
Üstad'ın "Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam." diye güzel bir sözü var. Bir de 1940'lı yıllarda Hür Adam diye bir dergi çıkmış. Çok hoşumuza gitti. Hür Adam demek Allah'a boyun eğmek, O, nun dışında kimseye minnet etmemek demek. Üstad da bunu anlatmaya çalışıyor.
Bu bir propaganda filmi mi?
Ben bu filmi bir hizmet olarak görüyorum. Daha şatafatlı filmler çekersin, içinde aksiyon da olur. Komedi de olur. Çok zordu bizim için. Düşünün film 1882'de başlıyor. Osmanlı kostümü, Cumhuriyet kostümü. Eski yazı, yeni yazı... Bu dönemler hep geçiyor filmde. Bir dava olarak görmesem niye çekeyim ki. Diyorum Üstad güzel bir insan, bir hümanist. "Milletimin imanını selâmette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur." diyen bir insan...
Kürt sorununa da temas ediyorsunuz sanırım?
Bu filmi seyreden bir Kürt veya Türk Üstad'ın nasıl hareket ettiğini görecek. Üstad hep müsbet hareket etmiş. Şeyh Sait, isyan teklif ediyor. Üstad kabul etmiyor. "Cihat içerde ilimle irfanla olur. Bin yıldır İslam dinine hizmet eden Türk milletiyle nasıl cihat edersin? Haramdır." diyor. Filmi izleyenler ile kardeşliği görecek.
Said Nursi'ye Atatürk'ün karşılaştığı sahne ne kadar gerçek?
Bu biyografi filmi. Hayatını bire bir anlatmaya çalıştık. Atatürk'le görüştüğü biliniyor. Birkaç kere görüşmüşler. Daha fazlası da var.
Filmde geçen diyaloglar bire bir yaşanmış mı?
Biz özünü verdik. Çok kaynak var. Üstad Şark cephesinde büyük bir alayla savaş vermiş. 5 bin kişilik bir alayın komutanı. Üstad'ı Ankara iyi takip ediyor. Atatürk, inkılaplara destek vermesi, içki ve kıyafet konusunda esnek fetvalar vermesi yönünde istekte bulunuyor. Said Nursi de "Kur'an'a ilişme." diyor. Atatürk "Hoca hoca, Selanik konuşmandan beri sana büyük bir saygım var. Git hür yaşa ama bizim inkilıplarımıza karışma." diyor.
Hür Adam, Minyeli Abdullah'tan daha mı çok ilgi görecek? Seyirci beklentiniz nedir?
Allah bilir. Bir tahminde bulunamıyorum. Halk ne kadar sahip çıkarsa bu filmler o kadar çoğalır. Bu sadece Mehmet Tanrısever'e değil, herkese farz. Bunu bilmek lazım. Bunu siyasetçiler de işadamları da İslamî cemaatler de bilsinler. Bu bir emri bil maruf, nehyi anil münker'dir. 'Kamyon dolusu para kazansam bu filmi salonuma sokmam' diyen sinemacılar oldu. Bunların bilinmesi lazım. Sinema, Amerika'nın en büyük propaganda aracı. İnançlı insanlar bu işe inansınlar, sahip çıksınlar.
Bu rolü Allah'ım bana kısmet etti